Düş-ünce

Rüyalar ne kadar hoş. Gerçekte yapamadığın onca şeyi yapabildiğin bir evren. Bazen o kadar gerçekçi oluyorlar ki, inanır mısınız, dokunduğuma kitabımı basarım...

Evren diyince genelde makro evren gelir insanların aklına. Bi de mikro olan var.

Ölüm de çok güzel bir kaçış yolu ama cesaret ister. O kadar cesaretim olsa zaten kaçmam... 

Manyak gibi bahaneler saçıyorum. Size mantıklı geliyor ama bana bahane. 

İyi ki herşeyin ilacı yok, her zorlukta elinden tutanlar yok. Düşüp kalkmayı da öğrenmek gerek. Bir şeylerle başa çıkmak için kimsenin desteğine ihtiyaç duymadığını fark ettiğin anda hayat daha bi güzelleşiyor emin ol. Sadece kendin tarafından sevilmek yeterli gelir mi ondan emin değilim. 

Yattığı yerden yıldızları izlemek de çok güzel hissettiriyor insana. Tek ihtiyacın olan ışıklardan uzak bir yer bulmak... 

Saçmalamalarımı şu şiirle sonlandırmadan önce bişey daha

Rüya bitti.

Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

Ülkü Tamer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder